10 Mart 2010 Çarşamba

Kirişlik yada nam-ı diğer "kanka"

Bilgisayar konulu derslerde öğrencilerime takılıyorum: "Tabi siz bilgisayarı sadece oyun oynamaya yarar sanıyorsunuz!" diye. Gülüşüyoruz. Bilgisayar denince onların akıllarına önce bilgisayar oyunu gelse de benim açımdan durum böyle değil. Bunun iki nedeni var galiba. Birincisi biz bilgisayarla ve dolayısıyla bilgisayar oyunuyla büyümedik. Büyüdüğümde (bu da ne demekse?!) ise bilgisayarı daha çok iş için kullandım. Oyun konusunda iki istisna var: Bilgisayarı elimin altında uzun süre kullanabildiğim ilk zamanlarda bir iki hafta mayın tarlası oynadım. Bir de yüksek lisans tezim sırasında yine bir-iki hafta yeti oynamıştım. Topu topu bu kadar.

Bizim çocukluğumuzun oyunları başkaydı. Doğaya daha yakındı, ondan bir parça taşırdı. Kirişlik (latincesi Asphodelus aestivus*) yıllık bir bitki yetişir bizim oralarda (aşağıdaki fotoğraf) baharda. Biz onu keser, sonra birbirimizin "kanka"sıyla en alttaki fotoğraftaki gibi güreştirirdik. Kalın ve kurumaya yakın olanların kazanma şansı yüksek olurdu.
Altan'ın da kankayla bir anısı var: "Buzlukta saklayınca bunlar daha sert hale geliyordu. Hatta senin özel sakladığın bir tane vardı ben ilkokul birdeyim sen dörtte. Mustafa abiyle sanırım güreştirmiştim senden izin almadan, kırıldıydı sonra sen kızmıştın bana baya :))))".

Yeni büyüyen kirişlik

Kirişlikler kapışıyor


Kazanan ve kaybeden

Kirişlikler tamamen kuruyunca, onlardan rüzgar gülü yapardık. Onu da sonra anlatırım artık :)

*: Mehmet Vuran. Kirişlik ve diğer yöre bitkilerini anlattığı sayfa için tıklayınız.

5 yorum:

  1. gerçekten güzel günlerdi o günler.her yaşın ayrı güzelliği var tabiki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Çocukluğumuzun öyle bir ortamda geçmesine seviniyorum.

      Sil
  2. Şimdi bizim köyün çocukları oynuyorlar mıdır acaba bu oyunu?

    YanıtlaSil
  3. bu bitki bir mucize.o kapıştırdığınız şeyler geleceğin bitkisi.derin kesiklerde ya da kapanması zor yaralarda bu bitki kökünün rendelenip suyu sıkılır .o su yaraya azar azar dökülür yara temiz bez parçasıyla sarılır. band ya da bandaj kullanılmaz. ve doğanın yaradanın müthiş gücü ortaya çıkar . yara normal zamandan daha erken kapanır. ARAŞTIRILIP bilimsel olarak ortaya konulması gereken bir bitki. akdenizden yeni zelandaya kadar bir çok yerde yetişir.anadolu bitki anlamında zengin olduğu kadar bilge doktorlarıyla da meşhurdur. yıllardır dedem onun dedesi bu bitkiyi kullanır. bende kullandım.antibiyotikler gibi zarar veren bir yönünü görmedim. ama araştırılıp geliştirilmeli.insanlığa sunulmalı.gerçi dünya bugün nerde ben nelerden bahsediyorum. insanlık ? sahi o neydi? (!)

    YanıtlaSil
  4. Daha önce hiç duymamıştım böyle bir özelliği olduğunu. Bizim Üniversitede Eczacılık Fakültesindeki hocalara danışacağım. Belki yeni bir ilaç da bulunabilir, ne dersiniz? Her derdin devası doğada var aslında. Tek gereken "bilim Çinde de olsa gidiniz, alınız." ve "Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit bilimdir, fendir. Bilimin ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir." :) Katkınız için çok teşekkürler...

    Not: Ben de bu bloğu kimse okumeygduru sanıgdurudum. Meğer varmış okuyan birileri. Pek bi sevinevedime gari...

    YanıtlaSil